KUR’ANDA DUA
Yazar : Şadi EREN
Yayınevi : Işık
Baskı : İzmir / 1994 / 150 shf.
1.BÖLÜM
Dua nedir: Dua lügatte istemek, çağırmak, yalvarmak gibi manalar ifade eder. Istılahi olarak ise “İnsanın zaaf ve ihtiyacını görüp, her şeye gücü yeten Allah’u Tealaya yalvarması, halini arzetmesi, isteklerini bildirmesidir.
Duanın mahiyeti:
1- Dua, ibadetin özüdür.
2- Dua ibadetin ta kendisidir.
3- Sınırlı varlık olan insanın Kadir-i Mutlakı imdada çağırmasıdır.
4- Dua, Ruhun Allah (c. c)’a yükselmesidir.
5- Kalbin Allah (cc) ile konuşmasıdır.
Alemin yaratılma sebeplerinden biridir.
Hz. Peygamberin (SAV) ibadetinin ruhudur, esasıdır.
Cennetin icadına ebedi saadetin gelmesine bir sebeptir.
Duanın zaman ve mekanı: Dua için belli bir zaman ve mekan yoktur. Kişi her zaman ve her yerde dua edebilir. Bazı zamanlar ve mekanlar onun makbuliyetine tesir edebilir. Zaman olarak, özellikle sabah namazından sonra, cuma içindeki saat-ı icabede 3 aylarda, kadir gecesinde, seher vaktinde dua daha makbuldür. Mekan olarak, mescidler, kabe-i muazzama
Allah’ın bize yakınlığı: Asr-ı saadette bazı sahabeler Hz. Peygambere sorarlar; “Ya Resulallah Rabbimiz bize yakın mı?Ta ki münacaat edelim…Yoksa uzak mı? Ta ki yüksek sesle yalvaralım.” Onların bu sorusu üzerine şu ayet nazil olur ; “Kullarım sana benden sorduklarında muhakkak ben çok yakınım. Dua eden bana yalvardığında ona cevap veririm. Artık onlar da benim davetime uysunlar ve bana inansınlar, ta ki maksatlarına nail olsunlar.
Duanın nevileri: Bediüzzaman duayı 3’e ayırır.
İstidat lisanıyla dua: Bütün tohum ve çekirdekler istidat lisanıyla dua ederler.
İhtiyaç lisanıyla dua: Rızka muhtaç bütün canlıların ihtiyaçları olan rızkı istemeleridir.
İnsanların duası: İnsanların şuurlu olarak yaptıkları dua 2 kısımdır. Fiili ve kavli.
Duanın ruhi ve bedeni tesiri: Bir bakıma en büyük hürmet duygusunun ifade vasıtası olan dua hem ruhu hem de bedeni için tedavi edici bir tesire sahiptir. Bediüzzamanın ifadesiyle Cenab-ı Hak kemal-I kereminden hizmetin mükafatını hizmetin içinde dercetmiştir. Amelin ücretini nefs-ı amel içine koymuştur. Dua eden adam peşin olarak kalp rahatı, gönül huzuru, streslerden kurtulma ücretini alır. Dr. Alexis Carrel, duanın beden üzerindeki tesirini şöyle anlatıyor ; Dua, infilaki bir tesire sahiptir. Bu yolla kanser, böbrek iltihapları, ülser, deri, akciğer veya karın zarı veremi gibi hastalıkların süratle iyileştiği görülmüştür.
Duanın neticesi: Dua ediniz cevap vereyim mealindeki ayetten şöyle soru hatıra geliyor. Pek çok defa dua ettiğimiz halde duamız kabul olmuyor. Buna verilecek cevap:Cevap vermek ayrıdır, kabul etmek ayrıdır. Demek ki yaptığımız dualar ya aynen kabul edilir veya daha güzeliyle kabul edilir. Veya bize zararlı olduğu için dünyada bir şey verilmez veya ahiretimiz için kabul edilir. Bediüzzaman duanın neticesiyle alakalı olarak Dua bir ubudiyettir .Ubudiyet ise meyveleri ahirettedir. Dünyevi maksatlar ise o nevi dua ve ibadetin vakitleridir. O maksatlar, gayeleri değil.
Duanın sosyolojik yönü: Pierre Marinier’in “Dua üzerine düşünceler” adlı esrinin sunuş bölümünde “İnsan gibi duasız toplum da boşluktadır. Dua etme duyarlılığını yitirmiş böyle bir cemiyeti genelde de insanlığı hüzünlü ve ümitsiz bir gelecek karşılayacaktır.” Diyor. Bu sebeple dua ihtiyacını kendinde öldüren bir toplum pratikte fesat ve çöküşten korunabilecek unsurlara artık sahip değildir.
İnanma ve dua etme ihtiyacı: İnsan yaratılışı itibariyle inanma ve dua etme ihtiyacı hisseder. Raad suresi 14. Ayette; Hak dua ancak Allah’a yapılandır. Ondan başka dua ettikleri şeyler onların isteklerini hiçbir şeyle karşılayamazlar. Onların hali kuyubaşında durup su ağzına gelsin diye suya doğru iki avcunu açan kimse gibidir. Halbuki o su onun ağzına gelecek değildir. Kafirlerin duası boşa gitmiştir.
Duada dikkat edilecek hususlar:
Allah’a korku ve ümitle dua ediniz. (Ar’af 7/56)
Rabbinize tazarru ile gizlice dua ediniz Çünkü Allah haddi aşanları sevmez. Araf (7/56)
Allah’ın esma-u Hüsnası vardır. Onlarla Allah’a dua ediniz. (Araf 7/180)
4-Dini yalnız O’na has kılarak halis bir şekilde O’na dua edin. (Mü’min 40/65)
5-Allahın lütfundan isteyiniz. (Nisa 4/32)
Darda kalanların Allah’a ilticası: Cenab-ı Hak insan tabiatının zayıf bir damarını şöyle bildiriyor.”İnsana bir zarar dokunduğunda gerek yan yatarken, gerek oturduğunda, gerek ayakta iken bize dua eder. Fakat biz ondan sıkıntısını giderdiğimizde sanki kendisine dokunan sıkıntı için bize dua etmemiş gibi geçer gider. (Yunus 10/12)” Bu haliyle insanlar kendilerini kandırıyorlar.
Ölüm anı: İnsanın en fazla daraldığı an ölüm anıdır. Kişi o anda Ya Rabbi beni döndürün ta ki terketttiğim iyi şeyleri yapayım .(mü’minun suresi 23/99-100).Bir başka ayette “Sizden birine ölüm gelipte Rabbim, beni yakın bir müddete kadar geciktirsende sadaka versem, iyilerden olsam demesinden evvel size verdiğimizden infak edin”(Münafikun 63/10)
İnsanın kötülüğe duası: “İnsan hayra dua eder gibi şerre dua eder. Doğrusu insan pek acelecidir.” (İsra 17/11). Bu ayetteki cevherler
1-İnsan diğer bir insana bela yerine Allah yarını versin dese hem kendi öfkesini alacak, hem de bedduadan kurtulmuş olacak.
Bir şey o kimse hakkında şer iken hayır zannedip işler
İnsan peşincidir, hazır lezzetlere müpteladır.
Bolluğun insanı şımartması: Kur’an-ı Kerim ‘de Sebe kavmi zikredilir.”Fakat onlar yüz çevirdiler .Biz de Arim selini gönderdik.(Sebe). Sebe kavminin benzerleri her devirde yaşamıştır. Allah’ın verdiği nimetlere şükretmeleri gerekirken nimetin kıymetini takdir edemeyip, sonunda o nimetlerden mahrum edilmişlerdir.
Sırf dünyayı istemek: “İnsanlardan öyleleri var ki Ey Rabbimiz bize dünyada ver derler böylelerinin ahirette bir nasibi yoktur.”(Bakara 2/200)
Fatiha suresi: Amerikada kilisenin açtığı dua yarışmasında Fatihanın meali birinci seçilir. Her türlü hamdü sena alemlerin Rabbi, Rahman-Rahim, din gününün sahibi Allah’a mahsustur.(Ey Rabbimiz yalnızca sana ibadet eder yalnızca senden yardım dileriz. Bizi sıratı müstakime, kendilerine nimet verdiği kimselerin yoluna ilet. Gazap edilenlerin dalalete düşenlerin yoluna değil.) (Amin)
devamı var..