Lale soğanı sadece bir çiçek verdiği için Tanrı'nın birliğini temsil eder
-Şekil itibarıylada Tevhidin sembolü olan elife benzer
-Yılın tek bir ayında güzelliğini sergiler ve hemen solar
-ALLAH, hilal ve lale kelimeleri Arapça'da aynı harflerle yazılır
-Bu3kelime için harflere sayısal değerler veren ebced hesabına göre de aynı rakamı verir: 66
-Lale, yine Arapçada tersten okunduğunda Türklerin kutsal alameti hilal kelimesidir
(-Hatta öyleki,lale soğanları cariyelerle takas edilmiş ve lale ile rüşvet bile verilmiş)
- Avusturya-Macaristan büyükelçisi Busbeq'in tercümanı, lale yerine kendisine Anadolu'da kadının başörtüsü olarak kullandığı örtüyü sorduğunu sanmış ve cavabı " tülbent" olmuştur ve bu yanlış anlaşılmadan dolayı " tulipa" olarak geçer.
(((1562 yılınn sonbahar gününde İstanbul'a bir gemi yanaşır.Bu gemi,Kuzey Avrupa'dan,İstanbul'daki doğunun o eşsiz ve değerli kumaşlarnı almak için gelmiştr.Birkaç gün limanda kaldktan sonra,İstanbul'dan yüklediği birbirnden değerli kumaşları alarak Kuzey Avrupa'nın Arves Limanı'na hareket eder.Arves Limanı'nda bekleyen tüccar,paketlern içnden çıkan bir paket Lale soğanına pek bir anlam veremez önceleri.Bunun Türkler'e özgü bir bitki olabileceğini ve Türk tüccarın kendisine bir jest yapmak istemiş olabilcğini düşünür.
Akşam olunca soğanları ateşte kızartır.Bir kısmını yedikten sonra çok lezzetli olmadığını düşünür ve kalan soğanları bahçesindeki lahanaların yanına diker tesadüfen.1563baharında Arvesli tüccarın bahçesinde bölgede o güne kadar örneği görülmemiş çiçekler bitiverir.İşte bu çiçekler Hollanda'da açan ilk Lalelerdir.
Tüccar bu güzel çiçeklerin Lale olduğunu bilmez ve dönemin sayılı botanikçilerinden Joris Rye'den yardım ister.Rye de, Avrupa'nın en ünlü botanikçilerinden Carolus Clusius'a bir mektup yazarak bu çiçekleri tanıyıp tanımadığını sorar.Şimdiye kdr hiç görmediği bu çiçeği araştırmaya koyulan Clusius,daha sonraları Lalenin Avrupa'ya yayılması ve tanınıp çoğalmasını sağlar.
16 yüzyılda batı medeniyetiyle tanışan Lale,Hollanda'da en doruk noktaya çıkmıştr.Bgn ise Hollanda Lale’nin kendilerine ait bir ürün olduğunu beyinlere yerleştirmişlerdir!!!)))
(Bugün 90 km. uzunluğunda olan Muş ovası Lale yetiştirmek için son derece elverişliyken, halkımız Lale yerine buğday ekmeyi tercih ediyor?!!)
Lale ALLAH'ın, Gül ise EFENDİMİZİN çiçeği olarak simgelenir...
Lalenin anavatanı
Rusya'nın önde gelen gazetelerinden biri olan İzvestia, lalenin asıl anavatanının İstanbul olduğunu yazdı. Gazeteye göre, lale çiçeği başta Hollanda olmak üzere Avrupa'ya 16.yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu topraklarından getirildi. |
|
Gazetede konuyla ilgi yayınlanan haberde, bugün İstanbul'da laleye yeniden değer verilmeye başlandığının atı çizildi. Gazete "Eskiden olduğu gibi lale şimdi de ustaların süs kaynağı. Onların el sanatları ürünlerinde buna rastlamak mümkün. Her yıl İstanbul'da dokuz günlük Lale Festivali düzenlemekte" denildi.
Gazeteye konuşan Topkapı Sarayı Müzesi Müdürü İlber Ortaylı da lale ile düşüncelerini şöyle anlattı: "Kuşkusuz ki, lale Allah'ın yarattığı en güzel çiçektir. çoğu zaman bu güzellik karşısında dayanamayarak eve kucak dolusu lale götürüyorum"
TüRKİYE çİçEK SATIŞINDA HOLLANDA'YI GEçMEYİ HEDEFLİYOR Gazete, ayrıca, Türkiye'nin çiçek satışında, Hollanda'nın önüne geçmeyi planladığını da belirtti. Habere göre, İstanbul'da çiçek sektörüyle ilgili dev bir endüstrinin kurulması da gündemde. İzvestia Türklerin :"Hollanda geçtiğimiz yıl çiçek satışından 6.6 milyar Avro gelir kazandı. Oysa onları çiçeklerle tanıştıran biziz " dediklerini de yazdı. |